Seni, bir yağmurlu sonbahar günü istedim.
Umudum yoktu...
Bütün özgüvenimi toplayıverdim,
Emanet verdiğim ellerden.
Uzatmamak için ellerimi,
Ne savaş verdi aklım, kalbimle.
İlk kez şahit oldum, benimle savaşan
Bende ki ikinci kişiliğe
Kaynağından fışkıran duygularıma.
Aklımın koyduğu engeller nafile..
Kabul edişinde muhteşem di.
Yağan yağmur altında.
Savunmasız, titreyen bir kedi gibi
Bakan gözlerle.
Elini uzatman yetti,
tek kelime etmeden.
Nedir bu kaybettiğimiz zaman?
Hep bahaneler girdi aramıza, yetmez mi?
An ve an yırtılan kalplerimiz.
İpliksiz terzinin makasında.
Nice geceler ayrılık karası.
Ve
Yanan yüreklerden yayılan kesif koku
Kahrolası sabahlar sağır,
Kavuşmaktan habersiz.
Gecelerin düşmanlığına inat,
Dost sabahlar.
Yılmadılar yıllarca
Birbirini kovalamaktan.
Karanlık örter geceyi
Oda bizi usulca, şefkatli
Sakladığı nice yaşamı bitirdiği.
Anda başlar gece.
Kimi göremez gündüzü.
Kimi geceye hasret geçirir hayatı.
Umut kapıları kapanırsa kalbinde.
Sabaha kavuştuğunda açar yine geceler.
Katran karası demiş kimisi gecelere.
Kimi siyah bir patiskadan yırtıp alır gibi,
Almış nasibini gecelerden.
Bazen;
Sen geliyorsun, çekilen hasretin ardından.
Hayal oluyorsun, raks ediyorsun.
Huzur veriyorsun,
Sızılan her gecenin,
Sessiz çığlıkları arasından.
İşte sadece bu yüzden, bir katre de olsa
Seviyorum geceleri.