Şehir bıkkınıyız hepimiz, İlişkiler yorgunu
Sabah kış saatiyle uyanır biteviye ağrımız
Çok azımıza nasiptir kahvaltı mutlulukları
Güne derin, argın bir yüzle başlarız
Otobüse binerken bakın bize: "İlerleyelim Beyler!"
Kışın ıslak buğulu, yazın terli ve ter kokan.
Sivastan gelenimiz ağır bezginlikler içinde
Hep İstanbullumuz, O zaten bu istilaya küskün.
Otobüsdeyken bakın: "Burası daha kaç kişi alır!"
Sinema önlerinde, bakkalda yağdan şüphelenirken
Yolda kimliğimiz sorulurken bir bakın
Yüzümüzden şöyle geçer kan ve korku basıncı
İşsiz kahvelerinde bakın, işsizlik korkusunda
Birayla bulanmış video önünde dikilirken
Aşklarımızda bakın, nasıl hırçınız öyle
Herkes pusulardadır herkesi kırmak için.
İşçi işinden dönüp karısını dövünce
Patron "chek-up" a fırsat vermeyen mesaisinde
Yatırımcı habire yükselen kâr farklarıyla
Yazar... o baştan yorgun sözlerin esaretinde
Bu yüzden işte kaçıyoruz içimizde bir yere
En kuytu köşesi bir yerin en önce kaplıyor
Uykular beklenirken pişmanlıklar sarsa da
Herkes ancak iç döküyor birbirine
Bakın işte ağrıyor, bakın işte yorgunluk
Kadınlar bunu sağaltıyor sanki elleriyle
Şehirden yakınılıp durulsa da bakmayın
Hayat yorgunlarıyız çok ağır gözlerimizle