Usul usul adımları...
Yaprakların üstünde ne güzel yürüyordu.
Öyle saf, öyle yalnız…
Yapraklar hışırdıyordu adım attıkça
Yağmur damlaları yavaş yavaş
Düz uzun saçlarına değiyor nazikçe.
Yüzünü semaya yöneltiyor birden
Dönüyor kendi etrafında.
Dizlerinin üstüne çöküyor birden, yere yığılıyor.
Avuçlarını sıkıyor sinirle
Sanırım kahrediyor dünyaya
Sevmiyormuş gibi olanları.
Gidesim geldi yanına.
Elini omzuna koyup sarılasım geldi aslında
Anladım ki bana ihtiyacı vardı.
Adım attıkça uzaklaşıyordu benden.
Aynı kutuplar gibi itiyorduk birbirimizi.
Kalbi dayanmıyordu belki de
Olan gücüyle kaçıyordu benden
Hayırlı mıydı bu aşk?
Birden kayboldu gözümden.
Yorulmuştum.
Durdum bir ağacın dibinde
Usulca gelmiş arkamdan.
Anlamıştım kokusundan.
Bana sarılmadan arkamı dönmek istedim
Ani bir atak!
Ve... Döndüm ki kayboldu yine.
Anladım bu aşk yasak...
Çünkü geçtiği yer yorgan, yatak...
Güzel ama kursakta kalan bir rüyaymış işte.
Rüyamdaki kadın gitti birkaç saniyede.