‘'hiç ağlamadım'' desem inanır mısın?
‘'yokluğunu hiç aramadım'' desem...
İnanma, hiçbirine inanma.
O kadar çok sendeledim ki
Hani sesi hâlâ kulağımda,
Kokusu burnumdan gitmiyor derler ya.
Yokluğunu çok da olsa aramadım.
Ağladım...
İstemsiz bir şekilde ağladım.
Böyle devam etmeyecek ama
Nasıl gider, onu da bilmiyorum.
Öyle yoruldum, öyle bıktım ki
Yanlış havalarda, yanlış topraklara ektim hislerimi.
Bir umuttur büyür diye.
Ne yeşerdiği var mutluluğun
Ne solduğu var hüznün.
‘'hiç ağlamadım'' desem inanır mısın?
‘'yokluğunu hiç aramadım'' desem...
‘'kaç zamandır seni unuttum'' falan filan...
İnanma, hiçbirine inanma.
Kendimi sensizliğe kabul ettirdiğim zaman boyu
Çabaladığım kadar yaralamadı hayat beni.
Yaralanmak kolaymış.
Yaralamak da...
Aldığın yaraları tek tek iyileştirmekmiş asıl marifet.
Kimse bilmez, çok yanım yanıyor.
Belli etmiyorum hiç.
Bu da duygularımdaki ustalığım.
Ne acılarımı ne de aşkımı
Belli etmiyorum.
Hep seni sevdim.
Hep seni söyledim.
Hep seni ezberledim.
İnanır mısın?
İnan!
Hayatta nasıl var olduğuna inanıyorsan öyle inan.
Göğsümde bir vurgundur aşkın
Hapis yaşar sevgin kalbimde.
Bıraktım, oraya gömdüm.
Ben seni hiçbir zaman unutmadım.
Yokluğunda hep ağladım.
İnanır mısın?
Sensiz de hayata devam edebiliyorum.
Bir eksik, bir can havliyle...
Hani minicik bir çocuğun elinden oyuncağı alınır,
Dudaklarını büker, ağlamaya başlar.
Öyle bir acı var içimde.
Tüm mutluluğumu elimden almışlar gibi
Seni benden kim aldı?
Kader mi, eller mi?
İnanır mısın sevgilim?
Senin gittiğin gün hayatımın miladıydı.
Senden öncesi ve sonrası...
Hayatımın baharında kuşlar uçuyordu.
Hayatımın kışında uzak iklimlere göçtüler.
Tek bir dilek hakkım olsa
Eski baharlarımı isterdim.
İnanır mısın baharlardan daha güzel açan çiçeğim?
Sana hâlâ hasretim.
Sen benim içimi de bilirsin, dışımı da...
Sensiz yapamam ben.