Soğuk bir kış sabahında…
Siyah beyaz bir fotoğraf kadar eski,
Henüz on sekizinde bir delikanlı gibi toy.
Karanlık, kupkuru dipsiz kuyulara düşercesine
Düştüm seninle yaşamak istediğim sevgilerin peşine.
Kifayetsiz kelimelere yeni anlamlar yükledim.
Sadece seni anlattım sensiz dumanlı gecelere.
Çıkmaz sokaklardan geçemeyeceğimi bile bile
Yürüdüm vicdansız yalnızlığın üstüne.
Anlatamadığım duygular kalbimde birikti.
Söyleyemedim, ha bire kekeledim.
Oysa ne iyi ezberledim seni sevmeyi.
Anlatamadım kendimi.
Henüz on sekizinde bir delikanlı gibi
Boş veremedim sensizliği.
Ne güzel o kahverengi gözlerinin içinde sonsuzluğu aramak,
Gülüşündeki saflığı yakalamak…
Bir derdim vardı sanki itiraf edemediğim.
İçime attım her şeyi
Sakladım, esrarengiz bir sır perdesi sanki.
Rengârenk iyilikler içine gizlenmiş simsiyah bir kötülük gibi
Gizlenmiş sevgin kalbime.
Yeni fark ettim.
Kırmızı şarap gibi yıllanmış içimde tüm duygular.
Kaybolmuş tüm sesler senin yanında
Söyleyemedim.
Meğer ne çok özlemiştim seninle konuşmayı.
Konuşamadım.
Utandım.
Sevmeye senden başladım.
Henüz on sekizinde bir delikanlı gibi…