Toprak ekmekle kaplı
buradan bakışın puslu sınırına dek.
Şimdi zamanıdır buğdayı kesmenin,
buğday sapının ölme, kökün çürüme zamanıdır,
zamanıdır şimdi tozun ve yağın ve terin.
Bölerim geniş alanları
dar alanlara,
büyük resimleri küçük resimlere:
kırmızı bir kuş afiyetle yemekte
tek bir başağı, kesmekte ve
kesmekte gagasıyla ve ağırlığıyla
biraz eğmekte buğday sapını.
Canlı bayrak keskin beyaz güneşte,
kadife bir alaz
Yeryüzünün ekmek fırınında –
Çırp kanatlarını, çırp, ve git buradan,
şimdi buğday sapının ölme,
çekirdeklerin dönüşme zamanıdır.
Uç git yuvana
ve bekle beni orada bu akşam
başımdan aşağı bir kova su
döktüğümde. Bekle,
benim kırmızı kuşum,
alaz gibi, bayrak gibi,
aç ve susuz bir gölge
fırın karanlığından ayrıldığında.