Sen gittin ya burdan, gittin gideli
Bahçe yetim kaldı gül yetim kaldı
Bulutlar çaresiz… Rüzgâr zırdeli
Yazmakla olmuyor gelip görmeli
Ağaçlar kurudu dal yetim kaldı
İşte bunlar ey yâr işin gerçeği
Her şey yetim kaldı bil yetim kaldı
Ayva nar kurudu havuç, pürçeği
Arılar gezmiyor gayrı çiçeği
Kovan yetim kaldı bal yetim kaldı
Hasret alev aldı duman göklerde
Nehirler almıyor sel yetim kaldı
Hani nerde eski o günler nerde
Ayaklar altında sürünür yerde
Bıçak bile açmaz dil yetim kaldı
Artık hiçbir şeyden korkum kalmadı
Sanki ben değil de el yetim kaldı
Başıboş rüzgârdan farkım kalmadı
Şu kahpe felekte çarkım kalmadı
Erdal yetim kaldı gel… Yetim kaldı