Nefesini özledim hasretin kora döndü
Üzerinde kül görüp sakın deme ki söndü
Savruldum gidiyorum bilmeden hangi yöndü
Şimdi tek başınayım… Terk edilmiş köy gibi
Yokluğunda zehir de sanki bana mey gibi
Mevsimler kışa döndü kapıldım bir rüzgâra
Bil ki sitem edemem yağan yağmura kara
Çarpar çarpar dönerim dalga gibi duvara
Sorma sakın halimi… Dalga vuran koy gibi
Yokluğunda zehir de sanki bana mey gibi
Ne gece var ne gündüz gönül diyor ki ara
O gönül sanki sürgün diyarlardan diyara
Gene sensiz dalmışım sahilde dalgalara
Dalgalar hep yükseldi… Her biri bir boy gibi
Yokluğunda zehir de sanki bana mey gibi
Ne olursun deme ki hasret bitmez ha… Sakın
Ey dostlarım sevinin artık kınalar yakın
Hüzünlüyüm, dertliyim, efkârlıyım bırakın
Sinirlerim gerilmiş… Hepsi birer yay gibi
Yokluğunda zehir de sanki bana mey gibi
Adını bayrak yapıp çektim gayrı göndere
Yükseklere yazdım ki istedim herkes göre
Ben ne ummanlar aştım nedir ki bana dere
Geçmediğim nehirler… Hepsi birer çay gibi
Yokluğunda zehir de sanki bana mey gibi
Sevmek buysa yaşadım bilesin kana kana
Benim gibi bir deli daha gelmez cihana
Anlamadım ne demek? Son sözünse bu bana
Kulaklarım çınlıyor… Anlıyorum duy gibi
Yokluğunda zehir de sanki bana mey gibi
O da böyle yaşadı dağları deldi Ferhat
O da çok çile çekti hem de öyle ki kat kat
Ben sözümde dönemem… İnatsa bu da inat
Şimdi herkes biliyor… Bir acayip huy gibi
Yokluğunda zehir de sanki bana mey gibi