Her gün bin bir umutla yollarına gül ektim
Neyleyim ki gelmedin sökmeye kıyamadım
Her akşamdan sabahı sanki bir iple çektim
O ip ilmek boynumda sıkmaya kıyamadım
Ne demek bilir misin belki kırk yıldan beri
Mabet gibi yoklamak gezdiğimiz yerleri…
Her gün akşam çıkardım albümde resimleri
Hatırası var diye yakmaya kıyamadım
Gönlüme saray kurup aşkından yaptım çatı
Yokluğunda gözlerim geçti Nil'i… Fırat'ı
Doğum günümde bana aldığın kravatı
Eskimesin diyerek takmaya kıyamadım
Sabır taşına döndüm yüreğim nasır oldu
Sensiz geçen her yılım sanki bir asır oldu
Umutlara güvendim onlar bile sır oldu
Lakin hayalin geldi bakmaya kıyamadım
Gittiğin günden beri yıkıldı gönül yurdum
Gece yolunu bekler gündüzleri uyurdum
Umutlarla kendime yeni bir dünya kurdum
O tertemiz dünyayı yıkmaya kıyamadım