Epeydir Orada..
Köşe'de kaldırıma oturmuş,
Sırtını yaslamış, eski kerpiç bir eve..
Hayır, dilenmiyor!
Aksine giyiminden de belli, temiz yüzlü, takım elbiseli..
Saat On'a Çeyrek Var,
Sanki Öyle bir Kinle Dolmuş Gök yüzüne Bulutlar,
Gri sisli bacalar, kırmızı gökyüzü ürkütmüyor bile takım elbiseliyi...
Siren Sesleri, Mutfak Kokuları, Keskin Gülüşmeler Duyuluyor Evlerden..
Saat Onbir i epeyce geçmiş..
Kerpiç Evde ışıklar sönmüş, Orada tutan şey nedir takım elbiseliyi..
Değermi sabretmeye bu denli..
Belli unutamamış birşeyleri.. Ağladı ağlayacak sanki,
Yağmur'u Bekler gibi..
Saat 1 e geliyor, Yağmur sesini bölen bir topuklu ayakkabı,
Koşan Bir Kadın, Fırlıyor yerinden Takım elbiseli,
Belkide ilk kez bu kadar net duyuluyor sesi..
Soruyor; "Kullanabilir miyim Şemsiyeni? "
Uzaklaşıyorlar iki kişi tek şemsiye altında..
Düşünüyorum da Zor Olmalı,
Sevmek, tanımadığın bir konsomatris'i...