sen her şeyden önce ateşe inanmadın
gözlerini söndürüp ayaklarımda
her akşam sesini alıp gittin
kıyıysam akmalısın seyrimde
can çekişen dalgalar dolu yüzün
bırak bırak biliyorum rengini
bir sabah göğe yükselmiş sevincim
bir ses duymuşum
her akşam yine ipteyim
sokulur derin gözlerin rüyama
ağıtsız günler başlar
sonra gülüşler yine yavaşlar
sen borcusun bana tanrının
kader değil gülüşümüz
yalnızca maviliğe vurgunuz
bu çiçek sende açmayacak
yüreğine bak
benim hiç olmazsa sessizliğim var