Neler geçmedi ki garip başından,
Bunlar da geçer dostum yeter ki sabret,
Hüzün süzülürken gözlerinden, kaşından,
Bunlar da geçer dostum yeter ki sabret.
Günü geçmiyor mu garip mahpusun,
Yok mu bir sığınağı yuvasız kuşun,
Mutlaka inişi de vardır yokuşun,
Bunlar da geçer dostum yeter ki sabret.
Düçar olup kedere geçmez desende,
Bu hayata küssen de küsmesen de,
Gam büyütsen, kahır ekip diksende,
Bunlar da geçer dostum yeter ki sabret.
Bakarsın ki neler geçmiş yel gibi,
Ne insanlar akıp gitmiş sel gibi,
Olmuş eşin, aşiyanın sana el gibi,
Bunlar da geçer dostum yeter ki sabret.
An gelir özlemindir geçen zamanın,
Hayalinde durur, küçük bir anın,
Okunacak nasıl olsa ölüm ilanın,
Bunlar da geçer dostum yeter ki sabret.