Her şey eskise bile, gönül hiç eskimezmiş
Ozan, titrek eliyle vurur sazın teline
Beden eskise bile, dil bunu söylemezmiş
Son deminde de ozan, mızrabı alır eline
Yanık türküler söyler, hem kıza hem geline
Başka ne var insanda, yaşlandıkca parlayan
Bir dilberin bakışı, gönüle cila olur
Bakışlardır kalplerin kapısını zorlayan
Verse de nefse huzur, gönüle bela olur
Mülayım gönül dili, zamanla dila olur
Hiç olmuşmu gönlünü, maziye koyup gelen
Gönül eskitmeden, aşkı taşır bugüne
Gönlün kutsanmış bir lütuf olduğun bilen
Eyvah çekip ağlamaz, ne maziye ne düne
Açar ruhunu güneşle doğacak yeni güne
Eskiseydi gönüller, aşk çarmıhta olurdu
Kimse talep etmezdi, buluşmayı mahşerde
Ölmeden Mecnun mutlak Leyla'sını bulurdu
Hüzün yuva yapmazdı, ne gönülde ne serde
Gönül bir genç delikanlı yaşadığı her yerde