Ellerine karanlıklar bulaşırdı
Soğuktan yalnızlığı titrerdi
Korkudan gözleri buğulanırdı
Çaresizliğinden aklını oynatırdı
İçinde yanan yangınları mıydı
Ateşleri kor kırmızısıydı
Yağmurların altında gezinirdi
Kirpikleri alabildiğine ıslanırdı
Saçları simsiyahtı kıvırcık değildi
Dağınıktı ne olduğu belirsizdi
Yüzü nedense kaç vakittir solgundu
Dudakları tutku kırmızısıydı
Tedirgin bakışlarla yürürdü
Göz ucuyla insanları süzerdi
Anlaşılmadığı her halinden belliydi
Bunu bildiğinde öfkeden delirirdi
Işıkları yudum yudum içemezdi
Aydınlığı kör kırmızısıydı
Tuhaf tuhaf kıyafetler seçerdi
Bazen yaz ortasında güneş giyerdi
Vahameti başından hiç gitmezdi
Herkesin içinde gizlice ağlardı
Mutlaka düşlediği bir şeyleri vardı
Hayalleri şehvet kırmızısıydı
Fırtınada kolay kolay kırılmazdı
Sürekli karışık uğultular içindeydi
Belki bencildi belki düşüncesizdi
Sesi çıkmazdı kulaklarıma fısıldardı
Ay ışığının altında boyu uzardı
Gölgesi tehlike kırmızısıydı
Salkım saçak küçük bir evi vardı
Duvarında parkalı adamlar asılırdı
Kitapları raflarına sığmaz taşardı
Penceresinin önünde kuşlar dururdu
İçtikçe içer bir türlü sarhoş olmazdı
Şarabı kadehte günah kırmızısıydı