sonu olmayan bir sevgiydi bendedi
seninle olmayacaktı biliyordum
bu yüzdendi kaçışlarım
ama her gidişimde aşkım büyüyor
daha çok seviyordum
yavru bir alageyik gibi ürkek
nefes nefese kan ter içinde
yine sana koşuyordum
yağmur olup yağıyordun üzerime
yapraklarım yeşeriyor çiçeklerim açıyordu
kuşlar dallarımda şarkı söylüyordu...
oysa en başından beri biliyordum
hiç sevmemiştin beni
ama aldırmıyordum
bendeki sevda ikimize de yeter diyordum
anafora kapılmıştım
beni sana sürükleyen bir akıntı gibiydin
girdabında kayboluyordum....
zaman ilerliyordu
ve ben biliyordum
her saat kedere acıya
biraz daha yaklaşıyordum
çaresizlik değildi beni yıldıran
merhametsiz bir aldanışın
kör kurşunundan korkuyor
şüphenin kıskançlığın cinnetinde
köz gibi yanıp yanıp kül oluyordum...
sen toros rüzgarlarının asi çocuğu
sen teninde buzlar eriyen karayağız delikanlı
sadakatsiz hoyrat bir esintiyle geldin
burgu burgu işledin en derin içlerime
önce sende sever gibi yaptın
sonra herşeyi bir anda yıktın
başeğmez gururumu yerlere attın
sevdam gibi büyük oldu aldanışım
şimdi yatağımda sıcaklığın
yastığımda bir kaç tel saçın
bu aşkın en büyük mirası diye
her sevilen gibi sende hasret bıraktın....