şiir gibi başlamıştı aşkımız
buğulu camlara yazıyordum her hecesini
ama sen ilk mısrasında bırakıp gittin
oysa yaşanacak ne çok şey vardı
iliklerine kadar yaşanacak hemde
gittin! ..şimdi bütün mısralar içimde demleniyor
bu yedi tepeli şehrin, yedi tepesine
gözyaşlarım yağmur olup yağıyor
İstanbul ağlıyor sokak sokak
en derin içlerimde gemilerim batıyor
matemini tutuyor ıhlamur ağaçları
ümit diye ne kalmışsa kırılıp dökülüyor...
yenik bir sessizliğin ardından
sanki bıçak yarası
sanki yüreğime kurşun sıkılıyor
içimde damla damla acılar
gururum dirensede duygularım çıldırıyor
İstanbul yanıyor sokak sokak
en derin içlerimde alevler yayılıyor
matemini tutuyor manolya ağaçları
bozulmuş bahçelerim, karanfiller ağlıyor...
şimdi iki damla gözyaşı var
hasretinle avuçlarımda
içimde bir sonbahar yaprak döküyor
bir kuş çırpınıyor yaprakların üzerinde
dağlar taşlar un ufak dağılıyor
yıldızlar düşüyor bir bir
İstanbul yanıyor sokak sokak
en derin içlerime külleri savruluyor
matemini tutuyor erguvan ağaçları
sensizliğin eşiğinde umutlarım kanıyor...