Henüz yeni mezun olmuştuk
Seninle bir okulun, öğretmen odasında tanıştık
Birlikte olduğumuz o yıllarda çok şeyi paylaştık.
Sonra, sen gittin. Çok üzülmüştüm gidişine
Bu gidişin dönüşü olmaz diyordum kendime
Öyle de oldu.Gelip gittik görüştük,
Birkaç kez.O da sayılıdır zaten, sen bana ben sana
Sonra....bitmez telaşlar başladı,savrulduk
Derken... sesimizi bile duymadık birbirimizin.
Görmeyeli hayli oldu,sayamadım yılları,
Toz duman içinde geçerken hayat.
Göz gözü görmez olmuştu, tozdan dumandan
Yalan yanlış şeylerin peşinden koşarken
Unutulmuşları yaşadık.ÖLDÜK.
Unutulmak da bir çeşit ölüm değil miydi?
Başımızı kaldırıp bakmadık gökyüzüne,
Bir çift yıldız tutmuştum yıllar evvel, sen giderken
biri sen, biri ben.
Her ne zaman neredeysen, kaldır başını bak gökyüzüne.
Güneş daha güçlüdür gündüz görünmez olur,
Gecenin kör karanlığı, çökerse üstüne kâbus gibi
Kaldır başını bak gökyüzüne.
Nerede birbirine yakın iki yıldız görürsen
Bil ki ben oradayım,derin bir nefes alarak konuş benimle.
Unuttuk bunları, ÖLDÜK.
Yalan yanlış şeylerin peşinden koşarken.
Yıllar sonra....
Gecenin bir yarısı kör karanlık,
Yıldızım yeryüzüne inmiş,kapımı çalmış
Şaşkınlık ve sevinç içinde sarıldık birbirimize
Sıkıca, geçmiş yıllara inat...
Önce iki damla yaş sonra hıçkırıklar...
Sözün bittiği yerdeydik şimdi....