Ellerinde azık torbaları,
Sabahın alaca karanlığında
Dökülmüşler yollara.
Uyku mahmurluğu henüz geçmemiş, belli
Gözlerini ovuşturuyorlar elleriyle, sabah serinliğinde.
Uykuda olmaları gerekirdi güzel düşler içinde,
Yaşam herkese adil değil,onlar ekmek peşinde.
Akşamdan kalma; yüzleri yağlı kara,elleri pislik içinde,
Üst baş yok; üşüyorlar soğuktan karınlar aç sırt çıplak,
Gaz tenekesinde yanan ateşin başında,
Gözler mutsuz,gözler umutsuz,küfürün bini bir para!
Ellerini ovuşturuyorlar ısınmak için.
Karınları aç, bir lokma kuru ekmeğe muhtaç.
Bu çocuklar bizim.
Ayakları delik,
Hep bir şeylerin özlemi içinde.
Belki sıcak bir bottu hayalini kurduğu
Belki de bir paltoydu,ya da sıcacık yatakta uyku,
Bizim! Hepsi bizim. Bu çocuklar bizim!
Gözleri iri iri, kara kara, kocaman.
Minik elleri nasırlaşmış, kaybolmuş deri rengi karadan.
Sırtında elbisesi liğme liğme,
Renkler görünmüyor, solmuş yıkanmaktan.
Hep bir şeylerin özlemi içinde,kin ve nefret denizinde.
Bu çocuklar bizim! Hepsi bizim.
Sokağa mı terk etmeliydik yoksa sahip mi çıkmalıydık?