Bir genç yatar
vurulmuş sokak arasında.
Bir ananın umududur akan,
taşlara bulaşmış kanlarda.
Bir tren kalkar sirkeci garı'ndan
ve eller havada sallanır... Sallanır.
Ve çocuklar ağlaşır
baba... Baba diyerek.
Bir ihtiyar kadın dilenir,
avuç açıp kaldırımda.
Bir genç kız dolaşır
Beyoğlu'nun ara sokaklarında.
Belki karnı aç gülüm,
sıcak bir yuvaya muhtaç
ve anne sözcüğüne aç.
Ve gülüm çocuklar,
marlboro sigarası satar köşe başlarında.
Onlar anasız, onlar babasız,
onlar yuvasız.
Toprak yağmursuz gülüm
ve bereketsiz.
Ve ambarlar buğdaysız.
Ben kalmışım sensiz
bir şey mi ki gülüm?
(FM'e)