Renksiz yaşadım.
Gri bir odada
kırpık fısıltılarla
kendisine baktığımda solan bir kadınla konuştum.
Seslerimiz istiridye beyazıydı, canavarlarımız
toz topakları gibi soluk.
Ağaçlarımdaki yapraklar kirlendi.
solgun çimenler biçtim.
Arkadaşlar dev ölü sıçanlara benzeyen
steyşınlarını park ettiler
nerdeyse görünmeyen evimin yanına.
Cüzdanımda banknotlar renklerini yitirdi.
Okyanuslar gibi gri dağlar gördüm rüyamda,
üstlerinde hiçbir evin ışığı yanmıyordu,
tabutlar vardı sadece; yürürken konuşan
ve sürekli birbirini gömen gri kumlara.