UYUMUN ELLERİ
uysal bir dili vardır zamanın
insan oradan başlar saymaya yangınını
şimdi eksik bir anlatı
bazen yaşarım
bir kağıda bakarak
beyaz bir gölgedir o
aklın oynadığı
yalan olduğumu bilseydim
daha önce unuturdum kendimi
şimdi sen
bak ve geç, gül ve unut
içimde büyüyen bahçeyi
sus ve bir damla yağmurun yerine koy kendini
her dut sabırsız bir tatlılıkla eğer kollarını
sus'u ve yağmuru çıplak bil
ağzında ne çok açı
bir radyo kimsesizdir artık
müzik bir sonsuzluğu akar bilmeden
akar yapraklarının altını oyan kurtçuklara
sarılarak zaman
en sarı bilmecesi o ağacın
beni bir havuz büyüttü diyor, o beni...
asfaltın sıcağı terliyor
ah zaman benim dese ağaç
güzü unut güzü unut
sudan bir harfsin sen mutluluk
denizleri sığın aklına
bir yalnızı anlatmak için yaktın dilini
hep kaçtın güzel kadınlara tutarak aynamı
denizin kendini boşalttığı bir yer var
gitmenin kurgusudur bu
ve atlar bunun için vardır
tuzu ilk, çatlamış bir atın yelesinden tattım
denizin sandallarla hikayesi ayrı
sonra anladım
uyumun kadife ellerini