AŞKIN VE SULARIN ÖĞLENİ
öğlen güneşi soyuyor her şeyi...
ışıyarak üşüyor dal
yalnızlık
yol üstü çiçeği
o hep bir şiiri ağırlayan
benim için bir dalgınlık tut
yüzümü eriterek geldiğim günler için
boynundan konuşuruz
ayaklarımızda toplanan güvercin gülüşlerinden
uysal ve aceleci...
varsay ki bir kapı kalmıştır bir kentten
nasılsa bulunur içini kımıldatan bir gülüşün şarkısı
sokakları büyüten omuzlar için...
giderek konuşurum suların inceldiği yerden
alnına bir güneş taşmış ya hani oradan
ve uzak bakmaların eğiyor ya öğlenin açısını
şimdi aşk
sularını saydığım havuz
taşların kırılan yerleri...
dilimde haşhaşa durmuş zaman