Çiy tanesi düştü yaprağına gül üşüyecek
Parmaklarım dokunacak dikenli dallarına
Göz alıcı taç yapraklarına dudaklarım
Gonca güller gün ışımadan uyanır
Gülsüz, renksiz ise gece uykusuz varırım sabaha
Dilimin ucunda şiir sözcükleri vardır daima
Beklerim, gül renkli bir tanyeri ağarsın diye
İçimdeki bu özlem bu kargış niye?
Sorguluyorum bir işkenceci diliyle
Bulup çıkarabilsem derin kuyulardan
Yeniden tanısam kendimi, yeniden
Çıkışsız, umarsızım karabulutlar üstümde iken
Sulara dalsam yıkanıp çıksam tertemiz, aydınlık
Gülkurusu bir sabahta elin elime deyse
Taptaze, yemyeşil gül yaprağı gözlerine
Baksam, kızıl alevlerle batan güne kadar
Bilsen ne çok sevmiştim seni, ne çok o güzel yüzünü
Bahçeleri esir aldığı akşamlarda melisa kokularının
Bilmece olurdu bakışların kaş çatışların
Güller göz kırpardı, gülerdi anlardım bakışlarından
Resimler düşüyor güllerle süslü duvarlardan
Yürekten kopan dizlerimin bağını çözen çarpıntı
Sağlığa kadeh kalkmayacak bu umutsuz hasta için
Nice saklı sevdalar inliyor hasta yataklarında
Hasta gecelerimin ağrıları ne zaman, nasıl diner
Çorakta boz bulanık cılız bir dere gibi aktıkça yaşam