Usul,usul yağmur yağıyordu üstümüze.
Omzumdaydı başın ebemkuşağını seyrediyorduk.
Hani at yarışlarına gitmiştik bir gün,
Ayağı kırılmıştı bir atın vurmuşlardı ya,
Göğsümde hıçkıra hıçkıra ağlamıştın hani,
Lavanta kokulu sıcaklığında geceler adını sayıkladım.
Fırtınanın gözüne bakarken penceremizden.
Mum ışığında Ravel'in Bolero'sunu dinliyorduk.
Sık nefesler alıyor, gözlerin dalıp gidiyordu geceye,
Nedeni dert ettim de sebebini soramadım.
Bin bir Gece'yi okuduk seslice kitabın sayfalarından.
Mahzun ve solgun yüzünde tanımlayamadığım hüzün.
'Sevda Sözleri' ni okuyalım istedin Cemal Süreya'dan.
Güldün, ışıklar dansetti sana çok yakışan gamzelerinde.
' Aşk, Üvercinka ' ve ' Balzamin 'in gezinirken dizelerinde,
Şarkılar söyler, besteler yapar gibiydik.
Ve,inci taneleri doluştu üzüm karası gözlerine,
Atın ölümüne ağladığın gibi hıçkırıklarla sarsıldın yine
'Seni seviyorum! ' dedin.
Sus bir şey söyleme, dedi işaret parmağın
'Bilmek daha güzel duymaktan,
Söylemek istediğin sevgi sözleriydi
Yüreğimi ısıtan.
Mum ışığında gölgen aksederken duvarlara,
Zifiri siyaha kesti odalar.
Bir sürüngenin hışırtısı gibi,kumaş eteğin devinimi,
Ellerimi avuçlarına alan ellerin titriyordu.
Ilık,ılık esiyordu nefesin dudaklarımda.
Veda mıydı öpücüklerin?
Karanlığa açılan sokak kapısı,içeri dolan rüzgar,
Rüzgar gibi göremediğim gidişin.
Uğursuz gecenin habercisi köpeklerin ulumaları.
.....
Güneş yağmur bulutlarını delip geçti.
Toprakta ozon kokulu derin nefes alışları.
Niye, bu caddeler, sokaklar böyle boş?
Kapuçino'larımızı içtiğimiz Kafe kapanmış
Her zaman cıvıl cıvıl parklar neden sakin, sesssiz?
Çamlık yolda şaşırtan bir kalabalık,insan seli,
İçlerinde Sevda, Aşk'ın sırdaşı,can arkadaşı,
Sordum; Aşk nerede Sevda?
Aşk'ı gördün mü?
Kaç gündür Aşk yok ortalarda.!
İçimi parçalayan Sevda'nın bakışı,
Yüreğimi dağlayan işaret...
Aşk orada, en önde...
Gidiyor omuzlar üzerinde! ! !