Biliyorum yoksun artık
beklenenlerin olduğu yerde.
Dut ağacının altındaki
hasret kokan çiçekçide de.
Beni dut ağacına seni çiçeğe benzetiyorum.
Dut ağacının gövdesinde kocaman bir yara
Çiçek yaranın önünde müşteri bekliyor.
Karıncalar girip çıkıyor yaraya
Çiçekçi kadın sırtını dayıyor yaralıya
Yetmezmiş gibi kuşlar konup dallara
Pisliyorlar sarı ,yeşil yapraklara .
Birden metalik renkli bir araba
zınk diye durdu
İnen adam çevreyi süzdükten sonra
havalıca kapıyı vurdu.
Menekşe, nergiz, karanfil dururken
Gitti , hasret renkli gülü buldu.
Uzattı gösterdi arabadaki
eli şakağındaki kadına binlerce bombalar patlattı,
atılan yapmacık kahkaha.
Geldiği gibi giderken metalik renkli araba
İstenmeyen dikenler sokuldu ağaçtaki yaraya.
Topal adam yürüdü seke seke
Aklı takıldı dut ağacı ile hasret renkli güle
Dikenler çıktı kovuktan
boy boy yokuş yukarı sıra oldular
Hep bir ağızdan :
Seni terk eden herşeye gülümse dediler .