Gelen baharla birlikte karanlıkların bile
bize yasak olduğu bu şehirde
Uykusuz gecelerin arasına sıkışmış
yeleleri düşmüş düşler gibi,
yekbezan yalnızlığımız gibi
Her doğan güneşle beraber
Sabrın ,en sert sularını içiyoruz .
Dümensiz bir sandaldayız sanki ,
Yelkenlerimizi
zamansız parçalamış zaman;
son umutcasına asıla kalmışlar serende.
Çok mu şey istemiştik tanrıdan ?
Yoksa inancımızı mı az görmüştü ?
Nemin amortisini bile çok gördü
hayal ettiğimiz kıyılardan.
Off ! Işıkların son prensesi , off !
İki kafadar biz,
sular altında kalmış bağ bozumlarına
Nar çiçeğindeki ateşlerin
yürek yangınlarına mı sevdalanmıştık?
Off ! Yakamozların son prensesi , off !
Yaşananlar da gelmese akla
yollara yağan karlar,
gayretini yitiren bahar,
Serende asılı umutlar
Ve hatta karamsarlıklar : Hepsi yalan olacak.
Düşündüm de,
nerede eksik buldu tanrı inancımızı.
Doğrularımızda ...
Düşüncelerimizde ...
Sevgimizde ...
Nerede, nerede yaptık biz yanlışı ?
Acaba biz yanlış yapmış mıydık ?
Yoksa sınavlarından birinde miydik yine ?
Yalnızca hatalarını onramak için ,
var mıydı bizim kadar kendini sorgulayan,
yürekten kendine inanan,
ve yardım isteyen kulu
Off ! karanlıkların prensesi , Off !
Ne kadar çok iz bırakmışız acılara
Karanlıklara...
Yalnızlıklara...
Yarınlara...
Yarınsızlığa...
Off ! Limon çiçeği çaylı tek lüksüm , offf!
çiçeğin özünde,
yaprağın yeşilinde,
eşkiyanın vicdanında,
yoklukların olanca ağırlığındaki
Karanlık gözlüm , off !
Off! Sürgün bakışlarına parya olduğum,
yüzü benli,
gözü benli,
göğsü benli,
sırtı benlim off!
Off! Gecenin karanlığını yırtan sensizliğin narası off!
Bu derinden gelen oflar da olmasaydı,
olabilir miydik birbirimize
bunca sorun arasında bu kadar yakın ?
22.NİSAN.2003
AFYON