Ne kadar hüzünlüydü çocukluk günlerim!
Neydi o dökülen gözyaşları! Burada
karardı ilk kez gözlerim.
Umulmadık bir fırtına geldi üstüme.
İlkin burada duydum çığlığı : Bırak
inanmayı ve araştırmayı – çünkü artık yok
sevinin meyvesi – ve lanetli ülkeler.
Tutsak olmasın düşlerin öyle çok.
Dolaşıp duruyorum bu hüzünlü kentte –
Tek sığınağım bu, korunağı yok acımın –
Dolaşıp duruyorum sevinçsiz, avuntusuz,
Yitirmişim kendimi bu geniş çölde.
Eziyor beni karanlık düşünceler
Anımsamak istemiyorum hiçbir şeyi.