Benim barut kokan yurtsuzluğum
Kaçınılmaz oldun tüm sınırların ihlal kavşağında
Kinle vuruyorsun
Nabzını durdurmak için yaşamın
Sana sonsuzu getirir arkasına bakmadan giden!
Ölümü kuşanıyorsun zindan gecesinde
Yasallığını yitirmiş aşklar işkencede
Ey benim kan kokan yurtsuzluğum
Alevleriyle doğan ihtilaller yaşatır sana..!
Bu, yoksul evlerden başlayan
Ve meydanlara yayılan haklı bir kavga
Bu yüzden yasaktır yasalarca
Yasaktır çocuklara 'ödevsiz' geçen gün
Yasaktır analara gözyaşsız dün
Yasaktır işçilere kaygısız bir gün
Ve bu çıkmazda dağlaşır düzlükler
Her şey aitliği getirir akla
Var oluşun amacı ne?
Aitlikleri kuşanmış acılar ülkesi
Aitsizliğin béritanca vurulur
Aç kollarını efsanelere
Bin başlı ejderin öldü
Aç kollarını dağlara
Kimsesizlik şehit düştü'
Bin aşkı bir ömre sığdırmak adına
İntihar tanrıçası lanetledi
Basit aşkların kullarını'
Aç kollarını yaşama
Korkular toprağa gömüldü!
Benim barut kokan yurtsuzluğum
Sınırların ihlal edildi! Teslimiyet tutsak!
Viyan kentlerin semada alev alev'
Mizgin türkülerde açıyor,
Açıyor çiçekli dağlar
Aç kollarını özgürlüğe yakındır kavuşmalar'
Cennetten kovuldukları günden beri çoğalıyor insanlar
Çoğalıyorlar ihanetleriyle'
Bir gece karanlığında yargılanıyor hayat!
Hep aynı bu insanlarda yürek ve surat
Benim kahreden yurtsuzluğum
Kendini arayan sevdadır ölüme göz kırpan
Bulacak elbet yitirilmiş yüzleri!
Boğarken yaşamsızlık
Serseri sokaklarda yaşamı
Utandırmasın kalabalıklar yalnızlıkları'
Ardı bomboştur bu kalabalıkların
Kentlerin rüzgarında savrulup gidecek kadar boş
Yürek dolusu umudun kıyılarında haymatlos
Halkının acılarında doğacak
Kentleri kuşatan düşler,
Kurulsun bu düşler talanlığın ortasına ki
Kanatan sebepsizlikler düşmesin
Kolu kırılan çocukların payına
Yollara düşen çığlıklar!
Acının analığı yetmedi mi?
Yetsin diye
Dilinde mesken, yüreğinde can welat
Topluyor rüzgarı delila gülüşlü bir karanfil
Esiyor umut güneş yolunda'