Ah, şu insan yavruları...
ah, şu insan yavruları yok mu?
onları, onları nasıl anlatmalı?
Doğarken hepsinde aynı ten,
aynı duyu, aynı koku...
büyürken hepsinde aynı sevinç,
aynı umut, aynı çosku...
her ikisinde de sırrına erilmez bir haz
her ikisinde de yüreklere sığmaz
o bir geniş, o bir güzel,
o bir sıcak duygu...
Ah, şu insan yavruları...
ah, şu insan yavruları yok mu?
onları nasıl, nasıl anlamalı?
Gülüşleri, ağlayışları, duruşları, bakısları,
bağrışları,susuşları...
yürüyüşleri, koşuşları, uyuyuşları,uyanışları...
yemek yiyişleri, söz söyleyişleri,
oyun oynayışları...
yani her şeyleri, yani her yanlarıyla
onlar bizden başka bir alem,
onlar bizden başka bir dünya.
Ah, şu insan yavruları...
ah, şu insan yavruları yok mu?
onları... nasıl, nasıl korumalı?
Onlar bizim, en saf, en temiz;
onlar bizim, en arı, en duru hâlimiz...
onlar bizim biricik sevgi hazinemiz;
onlar bizim en büyük yaşama sevincimiz...
Ah, şu insan yavruları...
ah, şu insan yavruları yok mu?
ne olur, koruyun kollayın, sevin güldürün;
ne olur, incitmeyin hiç onları...
2005