zamansız ıslanıyor balkon,
mandalın tutamadığı su çamaşırda.
bir çocuk. sokaktaki odasından
kırlangıç yuvalarını bozuyor.
oysa su misafir odasına doluyor
alışmadık bir sesin taklidiyle.
-sanki katlanmış
fanilanın huzur veren yalnızlığı. misafirin odası:
başka kentten evimize ilişen karantina.-
oğlan saçlarını kuruluyor. ağzında
sıcak bir motor sesi. odaya bakıyor.
sokaktan bakınca bakmak
bizim harcımız değil
yeni suyu eskisinin yerine koymak
güpegündüz
kimselere görünmeden.
böyle yer ediyor rutubet ve koku
halı bu yüzden havalanmada
balkonu sokağa çekiyor.
baba sokağı bilse de balkona acımıyor
misafir çıkıp dışarı bakmasın çünkü
başkası bakınca misafirlik işe yaramıyor.
çabuk kızıyor babam
-babaların kızdığı bilinir ya kulaktan dolma!-
yüzü değişiyor misafir konuşunca
elden ele hızla geçirilen gençlik fotoğrafları gibi
oğlanın yüzü yeni misafirlere benziyor.
çabuk kızıyor misafir
eski suyun yerine kendini koyuyor
güpegündüz.
zamansız kuruyor balkon
-aşağıdan bakınca kırlangıç-
hiçbir işe
yaramıyor.