Git be yaralı serçe git başımdan
Adresin yalnış
Yalnış pencereye kondun
Tünediğin yerlerde yeller esiyor
Titriyor bedenin üşüyorsun
Al götür seslerini rüzgârımdan
Yüzümde dökülmez gülümseme
Mutluluğun şifresi yazılı değil bende
Neler oldu duymak mı istiyorsun?
Evcilik oyunumu bozdular
Odalar kurmuştum sevgiden
Çocukluğumla boyamıştım mahsumiyetini
Şimdi ne mi oldu küçüğüm?
Şimdi ölümün kollarından döndüm
Tutunduğum kıyıların eteğindeydi seslenişin
Etimden kemiklerimi ayırır gibiydin
Ağlamalara boğulmuştum o gece
Yaşanmış tüm acıları toplasalar
İçimden dökülen acının çeyreği etmezdi
Benliğim ürkekti kırık kanatlı serçe gibi
Seni beklemek acizlikti biliyorum
Oysa bildiğim birşey daha vardı
Sevdaya sıkılan kurşunun adresi sendin
Ölümün kolarından daha soğuktu son sözlerin
Yaralı serçe düştü ama ölmedi
Yok sayamadı o büyüttüğü aşkını
Boyama defterini karalar gibi
Karalayamadı yaşadıklarını küçüğüm
Gider ayak olsada o sende büyüyordu
Bir kedi koynuna sığınacak kadar sessizdi
Ölümün soğuk uğultusu tırmalıyordu
Kırık bir kararmaya büründü yüzün
Göz kapaklarım üstüne kapandı toprağın
Terleyen avuçlarımda ismin yazılı bir yüzük
Sımsıkı kapatmıştım gözlerimden önce
Bitiş tarihli yüzüğün izi ellerime yazılmıştı
Kalbimde duran kişi sevinçliydi
Bir cesede dönmek unutmak demek değildi
Belki de sevilmek böyle birşeydir ha küçüğüm?