severken seni sürükleniyor hayat
sızıyor çatlak bir duvardan, gizleniyor
kemikleşmiş bir soğuk
kırma yakalı
büyük adamlarla kuş kovalayan
oğlanlar arasında
ölmüş bir kralın cinayetlerini
unutacak kadar bağlıyım sana, ipek kordonla
arap bir uşağın önünde
hint topu kadar sert, hint topu kadar
suratsız ihtiyarların sesi değmiyor ağaçlara
düşmüyor hiçbir dağa, ovaya
altı metrelik çukurlar kazıyorum
toprak ve kanla örtüyorum kalçalarını
bıçak sırtı kalınlığında…
sürükleniyor hayat, aktıkça taşıyor hiçbir yere
severken seni duruyor zaman
kahverengi bir sevinç hırpalanıyor gözlerinde
durgun suyun akışı tanıklık ediyor
'aşk yalansa her şey yalan' diyen
bir çocuğa inanarak;
kral taklidi yapacağım bu gece
ve atım ahırda hep hazır bekleyecek