GİBİ
'insan yaşlandıkça daha derin anlamlar istiyor'
yüksek tavanlı evlerin kepenkleri gibi
çarpıyorsun duvarıma ve patlıyor
ar damarım; bir arabanın arka koltuğunda
çıtkırıldım rüyalar görüyorum
örneğin güller üzerine konuşuyoruz, gümüş şamdanlardan
bir kadının bükülerek çorabını düzeltmesinden...
ödümüz kopuyor yalnızlıktan
utanarak geçiyorum ürkerek sokağı
kıvrılıyorum kara, kıllı bir yaşama
çıplak tenli, çinli bir adam uzadıkça
uzuyor içimde, düz ovalar, kızıl geyikler
namludan çıkan ıslak bir kurşun....
deli gibi korkuyoruz unutulmaktan
sardunyalar üzerine konuşuyoruz
umurumuzda değil mor menekşelerin kokusu
ipe asılı iç çamaşırlar...
dün artık sönmüş bir fener; sıkışık evlerin
alt katlarında, tomurcuk gibi dolanıyoruz birbirimize
insan yaşlandıkça şans tanıyor kendine