Shopen melodilerindeydim,
bedenim gurbette, yüreğim sılada.
Hüznü ve özlemleri acıma katık ettim,
yoldaş oldular kara kırmızı gecelerde.
En mutlu tebessümlerin yüzünü
terk ettim
bir istasyon sireninde,
mendil bile sallanmayan gar görüntüsünde.
Shopen vasiyetiydi
piyanoda çılgın sessizliğe gömülen,
kızgın bir kaybedişti kulaklarımdaki şarkı,
ve yanaklarımdan süzülen ıslak ses.
Kültigin Kağan bilgeliğine
Tonyukuk şiirler açardı kalemimde.
Ya ben de çözerdim düğümü Gordion' da
ya Deli Dumrul cesaretinde
Tanrı'ya çatar, Azrail'e diz çökerdim.
Dedem Korkut el verdi bana
aktarmam için öyküsünü
“Bayındır Han oğlu Ulaşlı Kazaz Han”
cengindeki Mehmet'imin,
sınır devriyesindeki
kurşun mayın kavga türküsünü:
“Hekimoğlu derler benim aslıma”
Nazım Hikmet sevdasında
vatansız,dilsiz,yetim kalsam da
öksüz hasretlerinde yansam
“Anadolu'da ıssız bir tepenin,
bir çınar ağacı gölgesine.”
Yunus'dan bir ilahiye karışır,
Nesimi' den yüzülmüş deyişler,
bir ağıt eşliğinde:
“Cemal'ım, Cemal'ım aslan Cemal'ım,
alkanlar içinde kaldın Cemal'im”
Mehmet' im sana mezar kazamam
yüreklerimize sığmazken vatan aşkın,
al bayraklara sarıp ruhunu göklere serdim canım
al kanlar içinde,gururla, başımız dik…
Cemal'ım,
kızıl çiçeklerdeki beyaz nakışım
yıldızlara hilal bakışlım, uğurlar ola,
Aşk olsun,helal olsun sana.
Ağrı gibi yücesin,deniz gibi enginsin bana.