Kapımı kapatmaya çalıştığım çınar yaşlılık,
Salkım söğüt eğilişin
Pencere kepenklerimi çarpan.
Hayatı çekip çeviren cenderelerde
Kabuk bağlıyor yaralar,
Ve kızıl kahve son baharımı
muştuluyor yapraklar.
İnadına yeşilim,inadına dimdik!
Attığın her sarı çentiğe.
Rüzgâr boşuna esersin göğsüme göğsüme,
Çürüyüşüne katılmadığım için,
boşuna binersin küplere.
İşte dağ başında yalnız kavak,
kavaklardan kalkan bir boranım.
Kendi yeli kendi değirmenine,
kendimce bir tufanım.