böyle yalnız böyle iyi
bir öyküyü yeni baştan okur gibi
yeniden başlar gibi denize
ama hiç bilmediğim bir denize
yeniden başlar yeniden okur gibi
derindeki sözcükleri
bana bir kazma bana bir
bıçak. suyu ikiye bölüp boğacak
bildiğim tüm öyküleri
böyle dilsiz böyle iyi
ölsem öldüğüm bilinir, kaldım
kapılar üstüme kilitli
gövde mi tin mi öykünün kirli mendili
bana bir kazma bana bir bıçak
bendeki uçurumu rüzgara bırakacak
uçurum dedim de bir avuç kum
hiçbir rüzgara bırakamadığım
iyiyim iyiyim iyi
bir öykü gibi başı sonu belli
hayatın kırık sandalyesine
yerleştirip sözcükleri
kurguluyorum evreni
böyle yalnız böyle suskun böyle iyi
gömdüm mü bir de sözcükleri...
bana bir kazma bana bir bıçak
konuşsam annem uçurum doğuracak