Hiçbir sey degismez korkma
Dolmabahçe'deki Saat Kulesi durmaz mesela
Marmara Denizi küsüp Istanbul'a
Alip sularini gitmez dilini bilmedigi uzaklara
Iki çift lafim var giderken, dinle!
Bir günese bir de annemle babama...
Her sabah yüzümü sicacik öpen
Istanbul günesi
Bir süre yatagim bos
Dogdugunda beni bulamazsan sasirma
Duyamam sesini, çagirma beni bir süre
Her sabah söz verdigi saatte dogan
Selamimi alan Istanbul günesi
Bekle beni!
Ve babam! …
Çocuk ellerimle silemedigim burnumu
Cebinden çikarttigi mendille silen
Hem de dag kadar boyunu hiçe sayip
Önümde diz çöken, kocaman babam!
Merak etme, en gurur duydugun yerde oglun…
Annem!
O eski Türk filmleinin aglatmaktan bikmadigi
Gözlerin sahibi annem, canim annem!
Bak, artik toplu olacak daginik oglunun odasi
Üzülme sen de…
Herkes gittigim kadar dönecegimi de bilecek
Teskere diye bir sevgilim var
Bir buçuk yil sonra, söz verdi, gelecek…
Ceyhun Yılmaz