Bu kaçıncı mektubum bilmiyorum
Parmaklarımın arasında buruşturup
Umutlarımla birlikte denize fırlattığım
Bir türlü sana fısıldayamadığım
Bu sevda masalını
Martıların kanatlarına saklayıp
Yollayamadığım
Her akşam gün batımında
Toplardım kızıl gülleri denizden
Tek tek yanaşırdı hüzün gemilerim
Çaresizliğim karanlıklar içinde
Bilmiyorum bu kaçıncı
Telefon rehberine saatlerce bakıp
Bir türlü yes tuşuna basamadığım.
İçimde yanan sevda ateşini
Bir türlü anlatamadığım.
Her sabah gün doğumunda
Belkiler umut taşırdı yüreğime
Hayaller kurardım gelişin üzerine
Filizlenirdi sevdam
Kök salardı yüreğime…
Bu kaçıncı mesajım bilmiyorum
Bir türlü gönder tuşuna basamadığım
Sır gibi sakladım iki kelimeyi
Gök kuşağının yedi rengine
Kaç mevsim geldi geçti baharla hazanla
Belkiler hiç bitmedi umut dünyamda
Bir selam göndermek istesem de sana
Söyle bir tanem nasıl gönderirdim
Esaret zinciri takılıyken boynumda
Seneler hasretle geçti günler ızdırapla
Aynalar vefasız, kar yağmış saçlara
Kalmasa da esaret zinciri boynumda
Ben benden gitmiş dönmüş hurdaya
Bilmiyorum bu kaçıncı yazışım sana
Belkiler de bitecek bir süre sonra
Güneş doğmamak için battığında
Severek öldü yazacak mezar taşımda