rakımı yüksek tepeydi İncebel
geçit vermez toroslarda
hüzün damıtıyordu her gece
başı dumanlı
billur kadehin derinliğinde
gözler laciverte dönen engin mavide
yüzgeç vuruyordu çırpına çırpına
boğulurken her yudumda
hickiriklar damla
damlalar akdeniz oluyordu
hava kızıla durmuş şafakla
cehennem ateşi yanıyordu
şiirlerin gizeminde sair
başı önde ölüme ramak kala
namlunun ucunda sevda