otururdu dört duvar arasinda
cama yakin
saçlari kumral
gözleri kestane
parmaklari sirça
kaslari dolgun
yanaklari al
uyur uyanirdi
oldugu yerde
dertlerini örük yapardi saçlarina
suskundu
dili yoktu agzinin içinde
düsmanini dost bilip
kosardi yardima
düsmanida yoktu ya
sakinmazdi sözünü dogru bildiginden
sevmekti suçu
götürlürken daragacina
hep bakardi
yola bakan tek pervazli pencereden
kaç tren geldi geçti
yolculari neredeydi kimlerdi
hangi ayak sesiyle irkilirdi bilinmez
ama hep bakardi
derin bir uçurumdu
bakislarinda kaybolan
dalip dalip giderken
camin göbeginde
yillardan sonra
aynalari ters cevirir
aynalarda yalan sevdalari
onyedi yasinin umudu canlanir
kaçak asklari yagmurlarla
evlilik mutlulukmuydu
ayriliga uyumsuzluga ayak mi
lodosla çalkalanan dalga dalga
sevmek yasam felsefen olsada
güvenmi kaldi insanlarda
dostluklarin anlamimi var artik
yasadigini kar say
yasamadigini yasa
bir dahami geleceksin dünyaya
uyan bak tomurcuklar durmus çiçege
nedir bu dalginligin
seyyah olur gezersin bilinmezliklerde
toprak gebe yesile
hala oldugun yerdemisin
tut elinden yüreginin
ince ruhlu
inci tanesi bakisli
kestane gözlü kadin
ilk gençligin asklarindan
kaç ask
kaç yaz
kaç sonbahar
kaç bahar yasadin