uçmayı unutmuş yorgun kustu bahar
hüznün asırlık uykusunda
müebbede mahkum
tatlı bir sözdü dudaklarda kekeme
söylenmek isteyip de söylenemeyen
mutluluklar adına
akdeniz sıcaklığıydı
torosların sisli gölgelerine inat
vurgun yemiş denizdi koylarında gece
ondandır hazanlara gebe
inadına kalmıştır ağır bir hava
sermekes bahar sarhoş sabahlara
geceden yarim kalan düşlerde
kulağında ninnisiydi koyların
dalga dalga kıskanç sevişlerde
anlaşılmazdı hecelerde dolasan yürekler
kabullenmek zordu çalkantıları
sıcaklığın soğuk kadınıydı kök salan bahara
erken başlamıştı hüzün dünden kalan
yarı uyuyan yarı uyanık gecelerde
ela gözlere hilal kaslar düsdügünde
parça parça kaybolan çukurlarında
Küstüm çiçekleri acsada bir yerinde zamanın
gecenin adıydı Akdeniz de
döner dururdu yaşanılan anlar destursuz
dile dolanan kelimelerin gizinde
sessiz ve sevdasız acardı
yırtıp hüzün perdesini yıllar içinden
kar çiçekleri dinlemezdi sisli sabahları
gülümsemeseydi güneş cam aralığından
nice askların sancısıdır karabasanlar
varlığını yok bildiğin hayallerde
raks eden lodostu gölgelerde
Uğuldayan toroslar geceyi yırtar
bahara özgü canlılık ezgilerle
kulaklarında ninni
çığlık çığlığa hüzün