çakıl taşlarıydı parlayan pul pul
ırmakta ters yüz balıklar taş aralarında
gün dönerken akşama gölgelerde
güneş suda yanıyordu yedi renk
yılan gölge ararken bunaltan sıcakta
hışırtısı asiliğin saldırının korkunç
kara yüzüydü isyanlarla sesi
toprak yanarken güneşle gün ikindi
ılgınlar ırmak boylarında sürgün
yosunlarda böcek ve karabataklar
kurbağa yüzgeç vuruyordu akıntıya
yengecin kollarında canhıraş
gözlerim ayaklarım suda yüzüyordu
söğüt dalları dans ederken esenle
güneş aşıp gidiyordu düşlerimle
akşam erken indi kıyılarına ömrümün