Taş Ustaları
tören yerini yontuyor taş ustaları
ıssız doğumlara benzesin diye
toprakta dinleniyor murç ve tarak
saralı sanrılarla meydanda yenik
isyancıların gönyesi dönüyor
su diplerinin çıkrığı dönüyor batık
pankartların leş harfleriyle
yırtılmış belleğini yamıyor meydan
en gencimiz tarihtir diyor derin ağzına
söz kaçmasın diye bıyık örten bir usta
düşüp kalan kuşlarla bir genişlik biçiyor
ölçüldükçe biçim değiştiren meydana
tek hücreli bir hayvan iştahıyla geriniyor
tören yeri ve zor seçilen utancıyla
ölülere ad bağışlıyor Dedem Korku
tanıklıktan suçlu taş ustalarının masum
ellerini tanımıyor cetveller
seslerinde çinko sürtünmesi tarihçiler
ölçüyor dinlenen ipi ve dar
omuzlu bir palto gibi gülüyor meydan
zamanın orguna inip kalktıkça kav
her şey bakılan bir şeye dönüştü diyor
bir tanrı iskeleti gibi iç çeken ustalar