nabız uyarıldı ısrarcı gün
hızla döndü gözlediğiniz iz
kıvrılıp kaybolan böcek iştahıyla
çelişki yok
kanıtsızlık ürkütmesin sizi
bir bir daha çizin bir daha
şişen bir koro alfabesinden
sakınarak kurulan masal
kırıldı kar yanığı bir hevese
oysa kovduğunuz oyunda hep soru
kipinde replik alan bir ölüydüm
zırhınıza yaslanan pas
sizin için tasarladığım aşka
uygun bir geçmiş hazırlar mısınız
öğreneceğim ilk sözcükle seveceğim sizi
çünkü siz doğru sevildikçe
yüzümde mor bir eğriliksiniz
peşpeşe gittiniz yani gelmiştiniz
gövdemi kuşatan bin hünerle
sizden sızdı eksikliğimiz
fazlamız kavim boyu yenilgiydi
dilim dolaştıkça doğrulandınız
karşı yangınla sönen orman
yangınında siz topraktınız
alevinizden kurtuldu her canlınız
saldığım aleve dalarak
soluklandı korkuşu deli atların
adınıza sıfat yarasıdır Mersin
ses kırıldı anlamdan önce
camdan önce renk kırıldı
siz bu şehrin eski tanımında
ısrarla kaybolduğum meydansınız
konuşmanın kanı masum kılan yalan
tarihinden ben bir çocukluk seçerken
siz bir ölümü okşamaya giderdiniz
kırık bir kemiği oyalayan sesinizle
siz yutkundukça söz genişlerdi
taşınabilir uçurumlar açardı Mersin
siz mevsimini sevmeyen sıcaklığa
provasız giren kış sevinciydiniz
tırmalanmış göğü saralı kuşlarla
doyuran dudaksız bir ıslık zamanı
işte dolduruldu kıyı ve aşk
çekildi özensiz suların dehlizine
rengi ve ışığı yanıltan boşluktan
arıttım adınızı ürküten imla
silindi şehrin soyunduğu sudan
şimdi sırnaşık ve isterik bir uyumla
ıslak boşluğuma sürtünüyor Mersin
her çağrıya bir aynadan giriyorum
sonra yüzünüzde tek hücreli hayvanların
yalın bilgisiyle ikiye bölünüyorum
yayından fırlamış bir ufuk hattı
geçiyor alnımdan Mersinsiz kalıyorum.