HAYATA DAİR
En beklenmedik günde gelir
'Yıkmalı ve yeniden yapmalı' derdin.
Mutlu çiftler benzer birbirine
Çalar biri yüzünü diğerinin
'Yabanördekleri donmasın diye
Suya nöbetleşe kanat vururlar'
Seni her gördüğümde
Berrak bir su damlası oluyorsun
Köhne bir kentin
Demirciler çarşısında
Çekiç sesleri karışıyor birbirine
Örs ve çekiçle yeni biçimler alıyor demir
Gümüş ve bakır işliyor çocuklar
Dar ve karanlık sokaklarda
Küçük bir meyhanede
Taş plakta kırık bir ses
Kederli bir türkü söylüyor:
'Vakit artık çok geç'
Bakışın ve gülüşün biçimleri
Üzerine söz ediyoruz
'Unutulmuş eski bir kitabın sararan sayfalarından
Uzak bir geçmişten, sisli bir anıdan'
Baştan sona yalan olan bir tarihten
söz ediyoruz
Fırat suyu gibi berrak ve ince bir kaval sesi
O, Gasparyan kapı komşumuz
Acem şalı örtünmüş
Tanıdık bir omuz oluyordun
Aşk ve ateş birbirine dönüşürken
Badem ağaçları senin için yine çiçeğe duruyordu
Suların asırlık bir çınara çarparak
Köpüklenip geçtiği yerde
Eski bir sudeğirmenin yeni sularla buluştuğu yerde
Sen, Uğur ve Olcay'la bir akşamı daha uğurladık.
Yüzümüze vuruyordu suların serinliği
Daha denize ulaşamadan
Yüzümüze vuruyor ve orada öylece duruyordu.
Sanki hiçbir yere ait olmayan
Kederli gözleriyle bir ceylan geçiyordu yanıbaşımızdan
Hızla akarken su
Sen bir nehrin kıyısı oluyorsun
Dünyaya açılan iki kapı olan gözlerinden geçiyordum
İçinden incecik bir suyun aktığı
Nar çiçekli bir bahçeden
Bütün kadınlar güzeldi o zamanlar