'merak kediyi öldürür
ben yalnız kötü talihin izini sürerim
son darbeyi Tanrı'dan yemenin hüznüyle kimselere benzemem
iki şavkın karışması kadar kısa görünür gizemin melez çiçeği
unuturum biilûr gölde yıkanan aşüfte sözcükleri
hoşnut bir deli gibi ayağına giderim kamaştıran göz eriminin
sonradan görme mağrip şairlerinin diline düşmesin diye hayat
kaçarken Tanrı sırlarını düşüren perinin
ordan geçenin kendinden iki dalgınlık geride olduğunu bilirim
oysa benim kendimden iki düş ilerde olduğumu kimse bilmez
değil mi ki şu çapaçul hiçliği ileri götürebilirim
değil mi ki esin gebermedikçe bana rahat yoktur