ŞAFAK
Sarhoştu şair, tramvaya binmişti.
Bahçeler arkasından söküyordu şafak.
Neşeli pansiyonlar huzurla uyuyordu.
Geçen evler de sarhoştu, ne olacak!
Ne varsa ortalıkta, onarılmazdı.
Kimseler bilmiyordu ama yıkılacaktı dünya
(bir tek çocuk biliyordu bunu, söylemiyordu),
yıkılacaktı dünya sekize çeyrek kala.
Son düşünceler! Son telgraflar!
Zamirleri ustalıkla kullanan José,
erkeklere bayılan Helena,
iflas bayrağını çeken Sebastiao,
ağzını bile açmayan Artur,
çekip gideceklerdi sonsuzluğa.
Şair körkütük sarhoş gerçi
ama bir çığlık duyuyor şafakta:
Dansa var mısınız hadi
tramvayla ağaçlar arasında?
Tramvayla ağaçlar arasında
dansedin kardeşlerim!
Müzik olmasa da ne çıkar
dansedin kardeşlerim!
Sanki kendi kendilerine
sıra sıra doğuyor çocuklar.
Dünyanın en güzel şeyidir aşk
(aşk ve aşkın sonuçları).
Dansedin kardeşlerim, dansedin!
Ölüm arkadan gelsin!