Dalga geçerdim hani yazardım şiirleri,
Gülerdiniz ya hani,
Kafiyeli kafiyesiz umurum da olmadan...
Yazılırdı... öylesine üç beş satır değildi yazılan,
Emek var ya emek göz yaşlarına sıkıca sarılırdı hani...
Korkardı inci tanesi akar süzülürdü...
Tutardı sımsıkı emeğin elini,
Hani nasıl yazıldığına bazen ben bile şaşardım.
Vay be! derdim nelerde yazarmışım,
Elma çalan çocuklar gibi kızarırdım,
Bunu ben mi yazdım der inanamazdım...
Ya...inanamazdım.
Hep kanatlandı içimdekiler,
Hani şimdi neredeler?
Neredeler?
Hep kanatlanmışlardı,
Hani kanadı kırılmış,
Muhabbet kuşlarına inat yaparlar gibi...
30 ağustos zafer bayramının süslü,püslü,
Ve paraşütlü semalarda süzülüşü misali,
Sesten hızlı uçaklara inat geldiler,
Sevindirdiler...
Sevdirdiler...
Bir salyangoz misali süründürdüler,
Hani bazen kaplumbağa misali,
Kabuğuma gömdüler...
Hani var ya hani,
Bir aşk masalının tarlasında ki,
Zombileri diriltip tetikçilere terfi ettiler,
Her dirilen zombi tetikçi
Sıktı iki mermi,
Hayır bilemedin...bilemedin...
Gecenin nöbet tutan umudunu öldürdüler,
Umudun kalbini söküp içine...
Hayır...hayır anlayamadın,
Ne seni nede beni yerleştirdiler.
Gecenin umudunu öldürdüler.
Umudun kalbini söküp içine de...
İskeletten bir şiir gömdüler.