Herkes sevdaya tutkun sanır şu aciz gönlümü,
Ve bir o kadarda cinselliğe aç...
Anlatamam ki hırlaşarak ta olsa,
İlla ki koklaşmak ister şu zalim insanlar.
Anlatmanın ötesinde bakarsın,
Kollarını değil derinliklerini açarsın,
Ve anlatırsın ayakta kalmanın zorluğunu.
Köprüleri gösterirsin,
Sonra yorgun titrek ayaklarını...
Onlar senden ayrı...
Onlar kendi savaşlarında,
Koklaşmak arzularında,
Bilmezler kaybolurlar.
Ve ben Vietnam savaşçıları kadar yorgun,
Onlar kadar yaşama sevinciyle...
Gecenin zulmünden sıyrılır,
Soyutlanmış bir tablo gibi
Veririm kargoya tüm renklerimi,
Çiçeğini bulan kelebekler gibi,
Şaşırmadan bulurlar seni...
Bir sen anlarsın beni,
Bir sen okşarsın saçlarımın telini...
Şehir griliğinde kırılan kanatlarımla,
Gelir uzanırım yanına,
Bir sen yatıya kalmazsın bedenimde,
Bir sen dokunmadan seversin yüreğinle,
Sana sığınırım gözlerim kapalıda olsa,
Ellerine bırakırım tüm renklerimi,
Bir sen özenle kullanırsın tuvallerde,
İşlersin sevgiyi beynimin tüm hücrelerine,
Öyle yerleştirirsin ki...
Hissederim seni,
Uzak,uzak yerlerde bile...