aşkları de geçtik, limanlarla
yavaş yavaş kayboldu o 'eski çinibir gülün ucuyla örttük, vakitsiz
vedalarla doldurduk hüznün içini
kırık yakamoz, batık kent
kendine çekildi her şey bir bir
su taştı, gök dağıldı... belki de yitik
yalnızlıklar bir limana iy'gelir
şimdi susmak kırılmaktır nedense
yazlar da geçiyor işte ağır aksak
bir gül aynı limanda kaç kere solar?
zaman hâlâ anlatı, hangi rıhtımdan baksak...